ŞUBAT AYI SEBZELERİ:

Pırasa: Ayrıca diyet yapıyorsanız 1 adet pırasanın (bütün) sadece 50 kalori olduğunu hatırlatmak isterim. Sindirimi düzenleyen besin lifi bakımından da oldukça zengin olan pırasa aynı zamanda A, C, K ve B6 vitaminleri için çok iyi bir kaynak. Pırasanın tek dezavantajı yüksek oranda sodyum içermesi. Tükettiğiniz sodyum oranına dikkat ediyorsanız çok fazla pırasa yememelisiniz. Pırasa, güçlü bir antioksidan olan “polifenol” içerir. Bu antioksidanlar vücudumuzda bulunan ve çeşitli kronik hastalıklara zemin hazırlayan serbest radikallere karşı koruma sağlamaktadır.

Şalgam: A, C ve B vitaminleri içeren şalgam suyunun cilt için de faydalı olduğu ve şalgam suyunun da birçok faydası vardır. Kilo almak isteyenler için şifadır. İştah açar.

  • Laktik asit içerir. Bu nedenle sindirimi kolaylaştırır. Mide ve karaciğere de iyi gelir.
  • Kalsiyum, potasyum ve demir içerir. Böylelikle kemik ve dişleri kuvvetlendirir.
  • Afrodizyak özelliği vardır. 100 gramında 20 kalori olan şalgam, A-B-C vitamini içerir. Kalp, damar ve göz sağlığı için faydalıdır.
    Vücuttaki toksinleri atmak, kolesterolden uzaklaşmak, stresten kurtulmak için bolca yenip, suyu içilir.
  • Şalgamın içinde bulunan süt asidi, fosfor, kalsiyum, potasyum, stresi önleyip sinirleri yatıştır.
  • İdrar söktürücü, romatizma, mafsal şişliklerine, böbrek taşının düşmesine, apse, dolama, kan çıbanı, donma, egzama, göğsü yumuşatıcı, akciğer ve bronşları temizler, boğaz iltihabına, pekliğe iyi gelir.

Turp: Çoğu kişi turp sebzesini sadece balıkla birlikte tüketmektedir. Oysa turp sadece balıkla değil, farklı yiyeceklerle, salataların içinde tüketilmesi gereken bir besindir. Karaciğer ve mideyi temizlemeye yardım eden kırmızı turp, yüksek lif oranı ile dikkat çekmektedir. Son dönemlerde sebze reyonlarına yerini alan alabaş cinsi turp da yüksek lif içeriği ve doyurucu özelliği sıkça tercih edilmektedir.

Gaz şikayetine dikkat! Ancak turp içerdiği kükürtlü bileşikler sebebi ile gastrit, ülser, chron, ülseratif kolit vb. şikayetleri olan kişilerde ishal, gaz şikâyeti, kramp komplikasyonlarını artırıcı faktörü unutulmamalı; beslenme uzmanı kontrolünde porsiyon miktarı belirlenerek tüketilmelidir.

Siyah turp un bronşite etkisi vardır. Balla karıştırılıp damlatılarak arıtılan turp balgam atmaya yardımcı olur.

Karnabahar: Karnabahar, turpgiller ailesinden bir sebzedir. İçerdiği A, C, B1 ve B2 vitaminlerinin yanı sıra, potasyum, kalsiyum, fosfor ve demir gibi minerallerle de vücuda birçok yarar sağlamaktadır. Son yıllarda beslenme alışkanlıklarının değişmesinin doğal bir sonucu olarak artan kolon kanseri ve mide kanserine karşın etkin faydaları da saptanmıştır. Karnabahar ‘sülforafan’ içeriği ile başta kolon kanseri olmak üzere birçok kanser türünden korunmada etkilidir. Kolesterol dengesini ayakta tutar. Bağırsakların çalışmasını düzene sokar. Yüksek lif içeriğiyle bağırsakların çalışmasını düzene sokan, bu sayede vücuttaki zararlı maddelerin atımını kolaylaştıran, idrar söktürücü, kabızlığı giderici ve sindirim sistemini düzenleyici etki gösterir. En büyük lif kaynağıdır.

Alabaş: Alabaş, ülkemizde son zamanlarda tanınmaya başlayan bir sebze. Turba benzeyen ve kalorisi çok düşük olan bu sebze, yüksek tansiyon sorununun da çaresi lahana ailesinin bir üyesi olan, son yıllarda ülkemizde de sıkça duymaya başladığımız alabaş, namı diğer alabaş otu, yurtdışında ‘kohlrabi’ diye bilinir. Marketlerde ve manavlarda daha çok klasik turp rengine yakın renklerde satılır. C vitamini ve potasyum deposu olarak bilinir. Yüksek C vitamini içerdiği için sigara içenlerin, grip-nezle gibi solunum yolu hastalıklarına sık sık yakalananların ve yüksek tansiyonu düşürücü etkisinden dolayı tansiyon hastalarının tüketmesi gerekir. Bunun dışında mineralce zengin olduğu için bağışıklık sistemi hastalıklarında tüketilmesi önerilir. Lif bakımından zengin olduğu için kabızlık sıkıntısı çekenler yemelidir.

Karpuz Turpu (Çin Turpu): Çin orjinlidir. Dış rengi yeşilden beyaza doğru açılır. Et rengi kırmızıdır. Meyveler 6-7 cm çapındadır. Meyvesi sulu, gevrek, hafif tatlı yapıya sahip bir çeşittir. Ekiminden sonra,70-75 günde hasat edilebilir. İçi beyaz dışı kırmızı olarak bilinen turpun tam zıttı renklere sahip olanı görenleri şaşırtıyor. “Çin Turpu” ya da “Karpuz Turp” olarak biliniyor Normal turplara göre soğuğa daha dayanıklı “Kışın vitamin deposu olarak yararlanabileceğimiz bu sebzeyi sadece yemeklerin yanında değil yemekten sonra televizyon seyrederken de meyvelerin yanında kış karpuzu gibi tüketebiliriz.

  • Eklem yerleri iltihabı: Eklem romatizması ve iltihabı olanların iyice çiğneyerek uzun süre turp yemeleri çok faydalı olur.
  • Öksürük: Turp pişirilip yenirse öksürüğe çok faydalıdır. (Rendelenir kavrulur), turp suyu balla tatlandırılıp içilir.
  • Bronşit: Turp pişirilip yenirse öksürüğe çok faydalıdır. (Rendelenir kavrulur),turp suyu balla tatlandırılıp içilir.
  • Akne: Boğaz iltihabı turp suyu balla tatlandırılıp içilir.
  • İdrar söktürücü: Turp salatası yapılır.
  • Vücuda kuvvet verir: Turp tohumları öğütülüp balla macun yapılırsa vücuda kuvvet verir.
  • Karaciğeri temizler: Her gün 1 çay bardağı turp suyu (turp rendelenir veya bekletilir) balla tatlandırılarak içilir.
  • Ödem söktürür: Her gün 1 çay bardağı turp suyu (turp rendelenir veya bekletilir) balla tatlandırılarak içilir.
  • Yaraları iyileştirir: Trup tohumu sirke ile kaynatılıp balla krem yapılır, yaralara sürülür.
  • Saçlara kuvvet verir: Turp, uzun süre sarımsakla beraber yenmeye devam edilirse saçları kuvvetlendirir, dökülmesini önler.
  • Böbrek taşlarını döker: Siyah turp rendelenir suyla bekletilir, balla karıştırılıp aç karına içilir. (15 günden fazla içmek böbreğe zararlıdır)
  • Turp midesi rahatsız. olanlarda yanma, geğirme yapar. Hazmı zordur. Yaprağı ile birlikte yenirse hazmı kolaylaştırır.

ŞUBAT AYI MEYVELERİ:

ELMA: Elmalar, vücudu hayat emici kanserli hücrelerden koruyan güçlü anti-kanser yeteneklerine sahiptir. Amerikan Kanser Araştırmaları Birliği’nden bilim adamları, flavon bakımından zengin elma tüketiminin, pankreas kanseri gelişme riskinizi yüzde 23’e kadar azaltmanıza yardımcı olabileceği konusunda hemfikirler. Ve triterpenoidler olarak adlandırılan elma kabukları içindeki bazı bileşikler, kanser hücrelerine karşı büyüme önleyici faaliyetler için potansiyel olduğunu göstermiştir. Ek olarak, kolorektal kanser, lif alımıyla önlenebilir. Probiyotik etki, Elmalar, probiyotik gibi davranan bir tür lif olan pektin içerir. Elmalar, sindirim sistemi içindeki metabolizmayı uyarır ve bağırsaktaki iyi bakterileri teşvik eder. Bu prebiyotik etki, besin alımını maksimize ederek zararlı bakteri ve toksinleri ortadan kaldırarak sağlığı iyileştirir. Beyaz ve sağlıklı dişler Alzheimer’dan korunun Elmanın yararları üzerine bir araştırma, elma suyunun Alzheimer’ı uzak tutabildiğini ve yaşlanmanın beyindeki etkileriyle mücadele edebileceğini göstermektedir.

YERLİ MUZ: Mineral ve vitamin deposu olan muz, lezzeti ile de gönüllere taht kurmuştur. A, B1, B2, C ve E vitaminleri içeren muz yüksek miktarda potasyum ve magnezyum ile demir, kalsiyum, fosfor, sodyum ve iyot açısından da son derece zengindir. Yüksek miktarda potasyum içermesi, özellikle kas kramplarını ve güçsüzlüğü azaltır. Sağlam kemikler için D vitamini ve kalsiyum kadar potasyum da önemlidir, bu nedenle kemik yapısının korunması için muz önemli meyvelerdendir. Potasyum içeriği kan basıncını düşürücü özellik de gösterir.

  • İçerdiği magnezyum sayesinde glikozun kas hücrelerine taşınmasına yardım eder ve egzersiz sırasında kaslarda birikerek, ağrıya yol açan laktik asitin atılmasına yardımcı olur.
  • Yüksek B vitamini içeriği ile mutluluk meyvelerindendir. Stresi azaltmaya yardımcı yiyecekler arasında olup, içeriğindeki triptofan uykuyu tetikleyici özellik göstererek rahat bir uykuya zemin hazırlar.
  • Serotonin salgısını destekleyen triptofan içeriği sayesinde iştahı azaltır.
  • Kolesterolü dengelemeye yardımcı olur.
  • Lif içeriğinin yüksek olması bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olur.
  • Hücrelerin yenilenmesi ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkıda bulunur.
  • Muzun cilde faydaları arasında yer alan nemlendirme özelliği potasyum içeriğinden, cilde parlaklık verme özelliği ise sahip olduğu vitamin ve minerallerden gelir.
  • Diyet yaparken muz tüketmemeliyiz görüldüğü üzere yanlış bir inanış. Yüksek lif içeriği, lezzetli tadı ile rahatça kilo kaybetmenize yardımcı olan bu meyveyi, diyetinizde ara öğününüze gönül rahatlığı ile ekleyebilirsiniz.

PORTAKAL: Kalp sağlığı için önemli bir mineral olan potasyum bakımından harika bir kaynaktır.

Her bir portakal, günde tüketilmesi önerilen C vitamininin yüzde yüz otuzunu karşılar ve bu açıdan da önemli kaynaktır.

Portakal aynı zamanda kalp hastalıklarım ve doğumsal bozuklukları önlemeye yardımcı B vitamini folatı bakımından da iyi kaynaktır.

Fitokimyasallarından bahsetmek gerekirse, portakalın flavonoit ailesinin özel bir grubu olan ve ev sahibini hastalıklı hücrelerden koruyan astilbin bakımından zengin olduğu söylenebilir. 120 mililitre portakal suyu bir meyve servisine eşdeğerdir.

Portakal, portakal suyu ve portakal kabuğu öksürük, soğuk algınlığı, kabızlık, diş ağrısı, katarakt ve iştahsızlık gibi birçok farklı durumda evlerimizin şifası olarak kullanılmaktadır. Portakal, ağrılar için de birebirdir.

Portakalın fazlası zarar: Portakal sağlıklı bir meyve olsa da elbette kararında tüketmek gerekir. Çok fazla portakal tüketmeniz durumunda fazla lif sindiriminizi etkileyebileceği gibi karın ağrısına ve hatta ishale de yol açabilir. Her ne kadar portakalın kalorisi düşük olsa da çok fazla portakal tüketilmesi durumunda kilo almanız mümkün.

Ayrıca C vitamininin fazlası da zarar; günde 2.000 mg’dan fazla C vitamini almanız durumunda ishal, mide bulantısı, kusma, mide yanması, şişme veya kramp, baş ağrısı, uykusuzluk ya da böbrek taşı gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz.

Asit oranı yüksek bir meyve olduğundan portakalın mide yanmasına sebep olması da mümkün, özellikle de midesinde zaten sorun olan insanlarda. Örneğin reflüsü olan kişilerde çok fazla portakal yemek mide yanmasına veya kusmaya sebep olabilir.

Beta bloker kullanan kişilerin de çok fazla portakal tüketmemeye dikkat etmesi gerekir. Bu ilaçlar potasyum seviyesini yükselttiğinden, portakal veya muz gibi bol potasyumlu başka yiyeceklerle birlikte tüketildiğinde, vücutta potasyum fazlasına yol açabilir.

Fazla potasyum, böbrekleri düzgün çalışmayan kişiler için ciddi sorunlara neden olabilir.

KUMKUAT (KAMKAT): Çok faydalı bir meyvedir ve Çincede ‘altın portakal’ anlamına gelir. Kabuğu ve çekirdeği ile birlikte yenebilir. Tatlılara, salatalara ve yemeklere eklenebilir. Reçeli, marmeladı, hatta turşusu dahi yapılabilir. Kumkuat, çok zengin bir C vitamini deposudur. İçerdiği mineraller ile pek çok hastalıktan korur. Aynı zamanda güçlü bir antioksidan olan bu şifalı bitki bağışıklık sistemini güçlendirir, kötü huylu kolesterolü düşürür ve diyabeti dengeler. Kalori miktarı çok düşük olduğundan zayıflamak amacıyla diyet yapanlar için ideal bir atıştırmalıktı

Kumkuat, bağışıklık sistemini destekleyen pek çok bileşik ve vitamin içerir. Bunların başında; C vitamini, A vitamini, Kalsiyum, Demir, Manganez ve bolca Diyet lifi gelir. Düşük kalorili bir meyve olan Kumkuat ayrıca az miktarda da olsa B1, B3, B5, B6, B9 ve E vitaminlerini, magnezyum, potasyum, selenyum, bakır ve çinko minerallerini içerir.

Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kumkuatın içeriğindeki antioksidanlar ve vitaminler bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden soğuk algınlığı, grip, öksürük ve nezleye karşı koruyucudur. Ayrıca enfeksiyon gelişimini önler, mevcut enfeksiyonlara karşı mücadeleyi destekler. Yapılan araştırmalar, kumkuatın içerdiği bitkisel bileşikler bir çeşit lenfosit hücresi olan doğal öldürücü hücrelerin uyarılmasına yardımcı olduğundan enfeksiyonlara karşı etkili olduğunu göstermiştir. Kabuğu ile birlikte tüketilmesi enfeksiyonlara karşı vücudun güçsüz kalmasını engeller.

Şeker hastalığını dengeler. Kumkuatın bağışıklık sistemi üzerindeki yoğun etkisi diyabetin dengelenmesine de yardımcı olmaktadır. Ayrıca açlık kan şekerini düşürür ve diyabet hastalarında kimi zaman yaşanan tatlı krizlerini önler.

AVAKADO: Avokado, bebeklerin sağlığı için de büyük önem taşımaktadır. Şekil ve renk olarak farklı türleri bulunan avokado sağlık için çok önemli bir meyvedir. Sağlık için eşsiz güzellikte olarak bilinen avokadonun faydaları özellikle diyabet, kalp hastalıkları, cilt ve saç problemleri, obezite için tercih edilmektedir.

Avokadonun Faydaları

  • Deri ve cilt sağlığı için önemli bir besin kaynağıdır. Düzenli kullanıldığında cilt sağlığınızı koruyarak, ciltte rahatlama ve esneklik sağlar.
  • Kırışıklıklar ve cildi nemlendirmek için iyi bir tedavi yöntemidir.
  • Vücuttaki ölü hücreleri temizler.
  • Saç sağlığını koruyarak kuru ve cansız saçların nemlenmesini sağlayarak dökülmesini engeller.
  • Tam bir E vitamini, protein ve karbonhidrat deposudur.
  • Yüksek kolesterolü düzenleyerek, önlenmesini sağlar.
  • Kalp sağlığını koruyarak, kalp hastalıklarını engeller.
  • Kanserle savaşmak için en iyi seçeneklerden biridir.
  • Sindirim sistemini korur. Kan basıncını düzenleyerek, normal seviyeye getirir. Göz sağlığı için önemli bir besin kaynağıdır.
  • Ağız kokusu tedavisi için kullanılabilir.
  • Bebeklere verilen avokado zihinsel ve fiziksel gelişiminin artmasını sağlar.
  • Kadınların menopoz dönemindeki belirtilerini kolay atlatmalarını sağlar.
  • Kabızlık için iyi bir tedavi yöntemidir. Bağışıklık sistemini korur ve güçlendirir.
  • Birçok alerji ve enfeksiyon sorunlarının tedavisinde kullanılabilir.
  • Ülser hastalığı için iyi bir tedavi yöntemidir. Anti bakteriyel özelliğe sahiptir.
  • Metabolizmanın hızlanmasını sağlar.
  • Kilonuzu korumanıza yardımcı olur.
  • Yüksek besin değerleri sayesinde tokluk hissetmenizi sağlar.
  • Depresyona yakalanma ihtimalinizi minimum seviyeye düşürür.
  • Hormonsal bozuklukların tedavisinde kullanılabilir.

Avokadonun Zararları

Avokado her yaştan insanın rahatlıkla tüketebileceği yüksek besin değerine sahip, sağlık için çok faydalı bir meyvedir. Ancak, avokadonun faydaları olduğu gibi bazı durumlarda avokadonun zararları ve yan etkileri ortaya çıkabilmektedir.

Avokadonun Yan Etkileri

  • Avokadonun zararları denince ilk akla gelen, hamile ve emziren kadınların tüketmesi uygun olmamasıdır.
  • Aşırı duyarlı hassas bir yapıda bünyesi olan kişilerde alerjik reaksiyonlar gösterebilir.
  • Kaşıntı, kızarıklık gibi problemler yaratabilir.
  • Aşırı miktarda cilt üzerine uygularsanız, cildinize zarar verebilir.
  • Astım, nezle, grip gibi rahatsızlıkları olan kişiler doktora danışarak dikkatli bir şekilde tüketmemeliler.
  • Avokadonun zararlarından biri de aşırı derecede tüketilirse yüksek kolesterol problemlerine sebep olabilir.
  • Karaciğer hastalığı olan kişiler doktora danışarak dikkatli bir şekilde kullanmalılar.
  • Kan inceltici, kan sulandırıcı gibi ilaçlar ile beraber tüketmek pek uygun olmayabilir. Yemeden önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
  • Aşırı avokado yağı kullanımı hassas ciltler için pek uygun değildir. Cilt problemlerine yol açabilir.